Bağlanma

Bağlanma yeni doğan ile annesi veya ona annelik yapan kişi arasında sevgiye ve ilgiye dayalı bir bağ kurma olayıdır. Bağlanma her ne kadar bebeğin dünyaya gelişi ile başlayan bir olgu gibi görünse de esasen anne karnında başlayan bir süreçtir. Anne adayının, bebeği daha dünyaya gelmeden ona ruhsal, psikolojik dünyasında yer vermesi, günlük hayatını içinde bulunduğu sürece göre düzenleme çabasına girmesi doğum sonrası bağlanmayı kolaylaştırıcı bir unsurdur.

Bebek dünyayı kendisine bakım veren kişinin bakım verme niteliğine göre algılar ve kaçınılmaz olarak hayata o şema içerisinde tutunur. Bu nedenle erken çocukluk döneminin etkisi tüm yaşantımızda görülür. Doğumda salgılanan oksitosin hormonu anne bebek bağlanmasının biyolojik belirleyicisidir. Anne bu şekilde bebeğine bakım vermekten keyif alır. Bebeğin ihtiyaçlarına onunla senkronize bir biçimde cevap verdikçe hem anne hem de bebek ruhsal anlamda tatmin yaşar. Bakım verenin bu senkronize, tutarlı ve güven verici hali bebeğe yeni dünyasının güvenilir bir yer olduğuna dair pozitif mesajlar verir.

Bazen doğum sonrası gelişen annelik depresyonu ya da bakım verenin bebek ile bir şekilde senkronize olamaması, bebeğin ihtiyaç duyduğu zaman bakım verilmemesi, tutarlı olmayan, bebekte kafa karışıklığına neden olan tutumlar bağlanma sürecini sekteye uğratabilir. Bu durum korku ve kaygı uyandırdığı için kendini güvende hissetmeyen bebek dünyayı da güvenilir bir yer olarak görmez. Güvenli bağlanma ile kastedilen bebeğin yalnızca fiziksel ihtiyaçlarına yapılan yatırım değildir. Anne veya bakım verenin sevgi dolu bakışları, kucaklaması, bebeği okşaması gibi tensel dokunsal ihtiyaçların giderilmesi ile ağlama veya kucaklanma ihtiyacına alan açılması güvenli bağlanma için çok değerlidir.

Güvenli bağlanma konusunda Harlow'un maymun deneyleri

Harry Harlow bağlanma konusunda maymunlar üzerinde deneyler yapmıştır. Harlow deneylerinde yavruların anne ile olan bağının kaynağını araştırmıştır. Harlow deneylerinin sonucunda çocuk gelişiminde annenin rolünün besin sağlamaktan çok daha öte olduğunu kanıtlamıştır. Aşağıdaki bölümde kısaca deneyden bahsedeceğiz.

Anne ve çocuk arasındaki bağın gücü, yavrunun zihin sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Harlow deneyinde tel ve tahtadan oluşan, maymuna çok benzemeyen temsili ve cansız anneler oluşturdu. Bu silindirik maketlerin bazılarını yumuşak bezle kapladı. Diğerlerini ise çıplak tel şeklinde bıraktı. Deney sırasında çıplak telden yapılmış annenin eline bir biberon verildi. Acaba yavrular hangisine daha çok bağlanacaktı?

Maymun yavruları elinde biberon olmamasına rağmen şaşırtıcı bir şekilde bezden olan anneye yöneliyordu. Yani maymun yavrusu en az bedensel ihtiyaçlar kadar sarılmaya, anne sevgisine, dokunuşa ihtiyaç duyuyordu.

Güvenli bağlanma çocuğun tüm yaşamını biçimlendirecek, gelecek ilişkilerini, tutumlarını etkiyecek çok önemli bir konudur. Çocuğumuzun besine olduğu kadar belki de daha fazla bize, annesine ihtiyacı var. Bunu unutmayalım. Annelik depresyonu yaşıyorsak ya da farklı sıkıntılarımızdan dolayı erken çocukluk döneminde çocuğumuza yeterli ilgiyi gösteremiyorsak çocuğumuzun sağlığı için psikolojik destek alalım.

Sağlıcakla kalın...

© 2023

İLETİŞİM

İLETİŞİM FORMU

whatsapp linkİleti