Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Kişinin hayat stabilizesini bozan, korkutan, çaresizlik içinde bırakan, çoğu zaman beklenmedik olan ve baş etme becerilerinin kapasitesini aşan her türlü zorlu duruma, sarsıntı haline travma denir. Travma denince akla ani bir kayıp, geçirilen ölüm tehlikesi, ağır bir yaralanma veya başkasının yaşadığı bir kazaya, ölüme tanık olma gibi ani travmalar veya yığın olarak strese maruz kalma, duygusal olarak sürekli yoksunluk yaşama gibi uzun süreli ancak üst üste yığılarak biriken sorunlar gelmektedir. Travmatik bir olayla karşılaşan beden savaşmak, kaçmak, geri dönmek şeklinde seri tepkiler geliştirir. Beden tüm enerjisini travma anındaki durum ile baş etmek için kullanır. Bu enerji o kadar fazla ve yoğundur ki durumu değiştiremeyip çaresizlik içerisinde geri döndüğünde bedende hapsolur. İşte çoğu zaman travma sonrası stres bozukluğu dışarı yansıtılamayan, bedende hapsolan bu enerjiden kaynaklanır.

Kişi travma anında bu durumdan kurtulabileceğini düşünüyorsa harekete geçerek bu durumla baş etmenin yollarını arar ve savaşır. Savaşmanın mümkün olmadığı ya da tehlikenin çok ani ya da baş edilemez olarak algılandığı zaman ise kaçar.

Travmatik durumdan kurtulmak için kullandığımız o güçlü enerji donup kaldığımızda, çaresiz hissettiğimizde kısaca enerjiyi kullanamadığımızda ne olur?

Tam anlamıyla bedende sıkışıp ruhsal bütünlüğümüze ket vurur. Travma sonrası tüm yoğunluğu ile bedende hapsolan bu muazzam enerji beraberinde birçok bedensel (somatik) şikayetlere neden olur. Bu durum travma sonrası stres bozukluğuna yol açarak bazen travmadan hemen sonra, bazense zihin bilinç düzeyinde travmayı unuttuktan sonra ortaya çıkar.

Travmatik semptomların ortaya çıkma olasılığı ve zamanı olay anındaki durumla başa çıkma enerjisinin ne kadarının savaş kaç tepkilerinde harcandığına, diğer bir ifadeyle ne kadarının bedende hapsolduğuna bağlıdır. Bu enerjinin deşarj olması ve bedenden sağlıklı bir şekilde uzaklaştırılması gerekir. Aksi durumda tekrarlayan travma semptomları yaşatmaya zemin hazırlar.

Travmatize olmuş bedende ki bu sıkışma bazen korkudan büyüyen gözlerde, kesik kesik alınan nefeste, bedensel duruştaki büzüşmede, göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi olan kalpte, gergin el ve yüz hareketlerinde fark edilebilir.

Travma anında vücudun karşılaştığı bu stres hali bedende yeteri kadar yok edilmezse bu durum sarsıcı davranışlar ile yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun mesajını verir. Bedende sıkışan bu enerji yakın veya uzak bir gelecekte mutlaka öfke ve ağlama nöbetleri, takıntılı davranışlar, dikkat dağınıklığı, uyku ve yeme içme bozuklukları gibi birçok farklı şekilde kendisini belli edecektir. Bu nedenle çocukluk çağı travmaları dahil yaşanan travmalar belki de yıllar sonra travma sonrası stres bozukluğu nedeni olarak farklı formlarla ortaya çıkmaktadır.

© 2023

İLETİŞİM

İLETİŞİM FORMU

whatsapp linkİleti